-->

Sayfalar

26 Eylül 2013 Perşembe

Bir Şirkette Güven Duygusunun Önemi Üzerine



Paraşütle atlamak durumunda olsanız, kimin katladığı paraşütle atlamak isterdiniz? ‘Benim için, dikkatle paraşütü katlayacağına güvendiğim, bilgisine ve tecrübesine inandığım kişilerin’ dediğinizi duyar gibiyim.
Peki, yönetici olarak ekibinizden kaç kişinin katladığı paraşütle atlamak istersiniz? 
Ya onlar, kaçı sizin katladığınız paraşütle atlar ?
Eğer ekibinizin çoğuna güveniyorsanız, çok şanslı ve mutlu bir yöneticisiniz demektir. Eğer ekibinizdeki elemanların çoğu benim katladığım paraşütle atlar diyorsanız ‘güvenilir’ bir yöneticisiniz demektir.

Şirketlerde,çalışanların, yönetime güven duyması son derece önemlidir. Kimse güven duymadığı bir yöneticiyle çalışmak istemez.
Güvensizliği yaratan benzer sebeplere şöyle bir gözatalım;

  • Şirkette ‘Adil performans değerlendirme’ yapılmıyordur,
  • Çalışanlar arasında iş yükü eşit değildir,
  • Adil olmayan ücret politikası uygulanmaktadır,
  • Yetki ve sorumluluklar net değildir,
  • Hatalar konusunda çok aşırı tepki gösteriliyordur,
  • Bazı grup yada kişilerin ( genellikle patronun yakınları) kayırıldığına inanılıyordur,



‘Güven duygusu’ şirkette sağlıklı bir iletişim ortamı yaratır.Ekip çalışmalarını kolaylaştırır, çalışanların birbirlerine daha hoşgörülü olmalarını sağlar, çatışmaları azaltır, motivasyonu arttırır. Böyle bir ortamda çalışmayı kim istemez? İşten ayrılan eleman sayısında düşüş görürsünüz.
Güven Ortamını yaratabilmek için benim tavsiyelerim;

  • Çıkarının zarar gördüğü durumlarda dahi,  değerlerinizden ödün vermeyin,
  • Daima iş yeri çıkarlarını,  kendi çıkarlarınızın önünde tutun,
  • Verdiğiniz sözleri mutlaka tutun ve  yaptıklarınız ve sözleriniz  tutarlı olsun,
  • Görevinizin gerektirdiği yetkinlik ve beceriye  sahip olmaya çalışın,
  • Dürüst ve  sorumluluk sahibi olun,
  • Çalışanlara güven duyduğunuzu açıkça belirtin,
  • Açık vizyon ve hedef koyun, çalışanlarınızla paylaşın,
  • Performans  değerlendirme sisteminiz adil olsun,
  • Çalışanlarla birebir ilişki kurun, kişisel ihtiyaçlarına ilgi gösterin,
  • Önemli hatalarda, aşırı tepki vermeyin. Bu, hataların gizlenmesine yolaçar. Hatayı yapan elemanla birlikte nedeni üzerinde konuşun tekrarlamaması için önlemler alın,
  • Adil iş yükü ve adil maaş verin,
  • Ödüllendirme sisteminiz olsun, ve bunu açık olarak uygulayın,
  • Sosyal aktivitelere katılıp, çalışanlarınızla yakınlaşın,
  • Çalışanlara güvendiğinizi uygun ortamlarda dile getirin.

Bir şirkette yönetimin çalışanlara, çalışanların yönetime güven duyması son derece önemlidir.

Güven duygusunu geliştirmek için başka önerileriniz var mı? Paylaşırsanız sevinirim.

18 Eylül 2013 Çarşamba

Balık Baştan Kokar



Yıllar önce Japonlarla ‘Toplam Kalite’ çalışmaları yaparken bir Japon Uzman, ‘ ben sizin şirketinizin kaliteye ve müşteriye bakışını beş dakikada anlarım’ demişti. Çok şaşırmıştım, bu mümkün değildi; İşletmeyi gezmeli , çalışanlarla konuşmalı, müşteri şikayeti, fireler vb. verileri incelemeliydi. Bunun içinde beş dakika yetmezdi. Peki nasıl olacak bu ? diye sordu bir arkadaşımız. 

Güldü Japon uzman ; 'ben düşündüklerinizi yapmayacağım dedi. Sadece tepe yöneticinizden kalite ve müşteriye verdiği önem konusunda beş dakika konuşma yapmasını isteyeceğim. Lider ‘rol model’dir. O ne yaparsa, çalışanlarda aynı şekilde davranır.' dedi. Bakın ne kadar anlamlı.

kaynak

Lider ‘insan odaklı’ ise çalışan herkes yanındakini önemser. Bunu nasıl anlayabiliriz? Bir iş kazası olduğunu varsayalım. Kimse yaralandı mı? diye sorar ‘insan odaklı’ lider. Oysa hemen maddi zararı soruyorsa o lider para odaklıdır. O firmada da herkes parayı önemser, fireleri, iadeleri önemser.

Çevre odaklı bir liderin çalışanları da çevreyi önemser. Ama ‘atıkları geceleri dereye verin’ diyen yöneticilerin çalışanları çevre kirliliğini hiç önemsemeden buldukları her fırsatta çevreyi kirletirler.

Eğer bir yönetici, hatalı bir ürünü ‘müşteriye gönderin , bundan iyisini mi bulacak’ derse, çok daha büyük hataları olan ürünleri de çalışanlar sormadan müşteriye gönderirler.

O halde şirket  patronlarına, tepe yöneticilerine çok önemli bir görev düşüyor. Çoğu müşteriyi önemsiyor zaten, ama çalışanını, çevreyi, iş güvenliğini, tedarikçisini yeteri kadar önemseyen  çokta fazla değil. ‘Rol Model’ olduğumuzu hiç unutmayalım.

Atalarımız çok güzel söylemiş; ‘Balık baştan kokar.’ Öyle değil mi? ne dersiniz?

10 Eylül 2013 Salı

Bir Firmada Ekip Çalışmalarının Önemi Üzerine


Şirketlerde ‘ekip çalışması zaman kaybıdır’ fikrine inanan pek çok kişi tanıdım.  Bu kişiler bulundukları ortama göre oldukça donanımlı ve zeki insanlardı.

Ekiplerin aşağıdaki nedenlerle başarılı olacağına inanmıyorlardı;

Onlara göre ekipler;

·        Etkisiz kararlar alırlar,

·        Boşa zaman harcarlar,

·        Dikkatlerini toplamakta kişiler kadar başarılı olamazlar,

·        Üzerinde anlaşmaya varılmış, etkisiz sonuçlar üretirler,

Ekip çalışması derken bölümlerin ekip olarak çalışmalarını kastetmiyorum. Ben bir konu yada problem üzerine çalışan konuyla ilgili 7-8 kişilik  gruplardan bahsediyorum. Bu gruplar gönüllü olabilir yada yönetim tarafından seçilebilir. Konuda onlara verilmiş olabilir yada kendileri seçerler.

Ben ekip çalışmalarının  bir organizasyona çok yararları olduğunu düşünenlerdenim, ekip çalışmalarının şirkete faydalarını şöyle sıralayabiliriz;

·        Üyelerin farklı yetenek ve özellikleri ekip içinde kullanılır,

·        Bireysel sonuçlardan çok daha mükemmeline erişilmiş olur,

·        Tek kişinin yapamayacağı kapsamlı işlerde  işbölümü yapılmasına olanak sağlar,

·        Ekip ruhu ve aynı hedefe doğru çalışmak motivasyonu ve şirkete bağlılığı arttırır.

·        Ekip çalışmaları şirketin problem çözme kapasitesini oluşturur,

·        Kişiler ekip çalışmasında birbirlerini daha yakından tanıyarak, önemli fikirleri olduğunu 

·        görür ve birbirlerine saygı duymaya başlarlar.

Danışmanlık yaptığım şirketlerde hep ekip çalışmalarına önem verdim. Çok güzel sonuçlar elde ettik. Özellikle Kalite Çemberleri ile ( gönüllü ve operatör düzeyinde yapılan çalışmalar) heyecan verici sonuçlar elde ettik. Bir yazımda bunlardan bahsedeceğim.

Ekip çalışmaları yapmak zannedildiği kadar kolay değildir. Doğru kurulan ve doğru yönetilen ekiplerin etkili olabilmesi için;

·        Ekip üyelerinin benimsediği ortak bir değer sistemi var olmalıdır.

·        Ekip olarak uyumlu çalışma becerilerinin geliştirilmesi gerekir. Bunlar;

                 - Sorunları kriz yaratmadan çözme kararlılığı,

                 - Toplantı sistematiğinin benimsenmesi,

                 - Konuları tartışma becerilerinin geliştirilmesi

                 - Problem çözme becerisi,



Ekip çalışmalarında hedef, daha çok çalışmadan, farklı tarzda çalışarak daha fazlasını elde etmektir. Ekip çalışmaları kolay kolay benimsenmez, bunun ana iki nedeni vardır;

·        Ekip çalışmaları sonucunda alınan kararlarla iş yapış tarzınızı değiştirmeniz gerekir,

·        İnsanlar işi tek ellerinde tutamazlarsa, işlerini kaybedeceklerini zannederler.

Ekip Çalışmasının sonuç vermediği durumlar da vardır:

·        Ekip içinde en iyi sonuca ulaşmak yerine, uyuma fazla önem verilmesi

·        Ekip çalışması tekniklerinin tam olarak kavranmamış olması,

·        Çok fazla anlaşmazlık ve çatışma,

·        Bireyselliğe çok fazla önem verilmesi,

·        Ekiplere yetki verilmemesi,

·        Ekiplerin toplantı yönetimini bilmemesi,

·        Yöneticilerin ekip çalışmasına güvenmemesi ve toplantı günlerinde üyelere başka işler verilmesi,




Yazımı Türk- Japon Kürek yarışı ekipleri ile ilgili bir fıkrayla bitirmek istiyorum.

Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi.
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.
Türk Takımında ise 2 kişi kürek çekiyor, 3 kişi şeflik 3 kişi müdürlük yapıyor 1 kişi de dümeni kullanıyordu.
Her iki takımda, performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.
Büyük gün geldi ve iki takımda, kendini hazır hissediyordu.  Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar...
Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı. Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.
Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu düzenlenen raporlara göre hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi.
Çözüm olarak yönetimdeki düzeni güçlendirmek için 1 genel müdür atandı, ve sandaldaki ağırlığı dengelemek için kürekçi sayısı da 1 e indirildi.
Japonlara yeni bir yarış teklif etme kararı alındı.
9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı.
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.
Türk Takımında ise yeni yapılanma şekli şöyleydi,
1 Genel müdür
3 Bölgesel müdür
3 Dümen şefi
1 Dümenci
1 Kürekçi
İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar. Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti. Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu, müdürlere ve diğer personele sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.




Tanıdık geldi mi? Siz ekip çalışmalarına inanıyor musunuz?  Yoksa vakit kaybımı diyorsunuz?